31 Mart 2008

ebrû - volume 2!


gez göz arpacık.
göz göz ebrûcuk.
göz göz.
oh mis.
: )

bal kabağı!

ama yatmak, uyumak lâzım kuzum. zira saat çoktan on ikiyi vurdu. ortalık hep bal kabağı, hain kurt.


! atansyon sivuple !
ahmet beycim, bilogdan bekleniyorsunuz, ihmal ediyorsunuz zannımca.

28 Mart 2008

amy winehouse e mi!

Meet you downstairs in the bar and hurt
Your rolled up sleeves in your skull t-shirt,
You say "What did you do with him today?"
And sniff me out like I was Tanqueray,
'Cause you're my fella, my guy,
Hand me your Stella and fly.
By the time I'm out the door,
You tear men down like Roger Moore.

I cheated myself
Like I knew I would,
I told you I was trouble,
You know that I'm no good.

Upstairs in bed with my ex boy,
He's in a place, but I can't get joy,
Thinking on you in the final throes,
This is when my buzzer goes.
Run out to meet you, chips and pita,
You say "When we married"
'Cause you're not bitter,
"There'll be none of him no more",
I cried for you on the kitchen floor.

I cheated myself
Like I knew I would,
I told you I was trouble,
You know that I'm no good.

Sweet reunion, Jamaica and Spain,
We're like how we were again.
I'm in the tub, you on the seat,
Lick your lips as I soap my feet.
Then you notice lickle carpet burn,
My stomach drop and my guts churn,
You shrug and it's the worst,
Who truly stuck the knife in first.

I cheated myself
Like I knew I would,
I told you I was trouble,
You know that I'm no good.

I cheated myself
Like I knew I would,
I told you I was trouble,
You know that I'm no good.


hani kolunuza çarpmıştım ya şimdi de üstünüze basıp geçtim.hissettiniz mi?

22 Mart 2008

ebrû ebrû ebrû ebrulî......


arsızca sunulmuş bi ebrû çalışmasıdır efendim. ilktir, cicidir, bebektir. 7 hatayı bulana şeker veririm. ya da sakın öyle bi şe yapmaya kalkmayın, kafa atarım zannımca. takdir eyleyin sade ve sadece. o kadarı yeter.

20 Mart 2008

fal, falan-filan

nasıldı bu fal, yani nasıl açılırdı bir kapının kilidi
anahtarı deliğe sokmadan önce*

ama yoooooo, pes bayım pes.

nefes al, nefes ver.
aaaaaaaaa, bak kuş kuuuuuuuuş.
geçti.



*altay öktem/kuşlarım üşüyor

17 Mart 2008

gül-gülpembe-gül.....pembe.

çocukluğumun kırları düştü aklıma. papatyaları...öyle romantik olsun diye değil ama.
sabahın köründe kıra gitmeler. akşam dönmeler. kumda tekerlek izleri. domates kokusu, karpuz çekirdeği. amélie gülüşü. kırmızı çiçekli elbise ve rugan ayakkabılar.
mıknatıs gibiyim galiba çoğu zaman. "an mıknatısı". fotoğrafını falan çekerim gülüşlerin, bakışların, duruşların. her şeyi toplar, her şeyin koleksiyonunu yaparım. fil gibiyimdir bi de üzerinize afiyet. hiç ummadık zamanda çıkarır önünüze servis ederim. dökerim eteğimdeki taşları. siz suya yazıyorsunuz sanıyorken ben çoktan ciltleyip rafa yerleştirmişimdir söylediklerinizi. yorucu bi iş evet.
şimdi de kütüphaneyi döktüm,bütün ciltleri açtım. bir söz arıyorum. kısacık, ufacık bi "beylik laf".
bulsam çözülecek her şey. cam gibi dağılacağım. tısssssss.
ama yok...hay allah, nereye koydum o kalın kaplı sarı yapraklı defteri?
bir adam gördüm dün. yolun kenarına oturmuş, oyuncak treniyle oynayan. ama bildiğin yaşlı adam. cebinden bir kağıt parçası çıkardı. karalamış bi şeyler koymuş cebine. şöyle bi baktım, geri verdim. aradığım bu değil sayın bayım, iyi günler.
bir gün uğrarım size ama, diğer oyuncaklarınızı da gösterirsiniz belki bana. şimdi gitme vakti, eyvallah.
ama çok anlamsız...insanlar neden okusun ki bunları?
evet, "şiir gibi düz yazı yazma sorunsalı" var burada.
peki, ne demeye çalışıyorsun kuzum? neler oluyor biliyor musun?
yo, yooooooo, yok bi şey.
ve şimdi......
gözlerimi kapadım.
anlam mı?
anlam belki de sol elimin parmak ucunda minnacık bir noktaya yerleşmiş, ne dersin?

ve şimdi......
unutmadan ve arsızca

aman aman gülpembe, gülpembe
ne bu güzellik sende?

nokta.

8 Mart 2008

kahvaltı!

bu sabah hayatımın en güzel kahvaltılarından birini yaptım. hayır,bebek'te değil,bilemediniz. beşiktaş'ta bahçeli bi kahvaltı salonunda.
kaşarlı menemen, sıcacık çay, bal kaymak vesaire.
masa bulutluydu, sohbet de bulutluylu. maviydi-beyazdı,sıcaktı.
iyi ki gittik, varlığın iyi geldi.
siz sayın okuyucular huzurunda mor saçlı kıza teşekkürü borç bilirim efendim.
:-)

tamam bitti,şimdi okumasını bekleyelim.:-p