hayatta iğrendiğim bir insan tipi varsa o da "siz" hitaplı tartışma yapma kusurlusu insan tipidir. evet kardeşim dünya küçük, evet elimi şöyle bi sallasam senin duvarına çarpıyor. evet çoğu kere rahatsız oluyoruz birbirimizden, kolayını bulsak aşağı ittirip atacağız oyundan ama mahalleli aaaaaa kötü çocuk, pis çocuk, bok çocuk diye damgalar, mimleniriz diye korkuyoruz. bu yüzden sadece tartışıyoruz, tamam tartışalım. tabii ama'sı var. kocaman bir AMA.
şimdi bu tiplerin en tadından yenmez çeşidi nasıl olur biliyor musunuz? bilmem nerede yönetici pozisyonunda olamamış ama bi gün oturucam lan oraya'yı aklına koymuş, gerekirse üstüne bile otururum diyecek kadar gözü dönmüş bir hâlde ortalıkta dolaşan, hem de böyle takım elbise ve medeniyet yularıyla dolaşan çeşidi.
tam yirmi gündür aynı noktada beni alan servise bu sabah da aynı noktadan binmiş, insanları selamlamış yerime otururken arkadan bi ses:
- pardon hanfendi, sizi ordan değil de şurdan alsa servis bundan sonra, olmaz mı? şu tam iki adım ilerideki boşluktan. şimdi yok efendim araba yeşilde duruyor da, ben şoför olsam kızardım da bik bik bik.
- hmmmmm, şimdi şöyle olmakta beyefendi. burası benim için de uygun değil aslında, ekstradan yürüyorum ben buraya, lâkin servis şoförü beni buradan alabileceğini söylediği için buradan biniyorum. tabii dediğiniz gibi bir sıkıntı yaratıyorsa trafik açısından evet oradan da binebilirim.
diyorum ve önüme dönüyorum.
- yani şey hani yeşilde duruyor araba, şimdi karda kışta sorun yaratır. bla bla bla.
- yok beyefendi stajerim ben, bir haftam kaldı zaten diye çabalıyorum ben. hem dediğim gibi, benim için bir sorun teşkil etmez, iki adım daha az yürümüş olurum ben de.
- yani iki adım az-fazla. hani yani uygun olan...
iç ses fesupanallah diye böğürmekte. du yu andırsitend törkiş diyesim geliyor, ama sadece programındaki kelimeleri konuşmaya kadir bir android olmasından şüpheleniyorum, daha fazla zorlarsam kendini patlatır diye korkuyorum.
- tamam beyefendi, dedim ya sorun yok benim için de.
- tamam, sinirli KONUŞMA bana.
haytaraaaaa. duydunuz mu ne diyor beyefendi? SİNİRLİ KONUŞMA! diyor. hem SİNİRLİ hem KONUŞMA. hem de bana diyor bunu.
hayır sinirli değilim beyefendi; ben siz diye hitap ediyorum size beyefendi; nasıl bir yerde yetiştiniz siz beyefendi; kökleriniz suya, başınız göğe hiç değdi mi beyefendi...
hey yavrum hey. kime anlatıyorsam.
iki adım gidiyoruz, beyefendi arkadaşını servise aldıracakmış, burda duralım diyor küt diye. duralım dediği yer de arabaların karınca misali arka arkaya dizilip hızla sağa seğirttikleri hain bir dönemeç. servis şoförü keşke ileride dursaydık diyecek oluyor. yani ııııııı şey için, o (arkadaşı) aşağıdan geliyor da o yüzden diyor bizimki. arkadaşı arabaya binesiye bisürü korna sesi dinliyoruz hep birlikte. ben cama dönüp pufkurarak gülmek istiyorum. ama sonra yazık günah diyorum. yakın zamanda bir darbe yemiş olmalı bir yerden diyorum. yoksa yapmaz öyle şeyler diyorum.
bizimki anlatmaya devam ediyor yol boyunca: şimdi ben özelleştirmeye karşı değilim, ama iyi seçemiyorlar ki adamlar...hayır sektör bunu kaldırmaz ki... geçen müdürle toplantıdayken...
20 Ağustos 2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
m.s.k.:yuhhh sadece koca bir yuh. insan taklidi yapan zavallılar. kızmaya bile değmez çünkü zaten taklit yapıo. öff akşam akşam asabım bozuldu bak
m.s.k. : peki ben ertesi gün onun dediği yerden bindim mi? hayıııııııır! nı ha ha!
m.s.k. :en tasvip ettiğim hareket. bravo heidicim!
Yorum Gönder