berbat ruhlu şiir denemelerim var! dünden beri mantar gibi çoğalıyorlar hem de. dakikaya takriben çeyreğin altıda biri tam şiir düşüyor, ne demekse o.
ne fena ki her birini bitirdiğimde "yahu güzel oldu bu sanki" diyorum ve kendimi alıp hemen filanca şiir ödülü törenine konduruyorum. "şiire getirdiği biçimsel yenilikten öte kırılmalı bir imgelem..." diye başlayan konuşmalar yazıyorum kafamdan.
hayatta yapmadığım bir şey bu. şiir yazmak ve dahası şair ya da yazar olduğumu hayal etmek. düşünce sempatizanı ve yazıya protest bir kişiliğim olduğundan.
"konuşarak yeterince anlam tüketiyoruz zaten, yazmak da neyin nesi?" desem yer yerinden oynar. "e e edebiyata inanmıyor musun küçük hanım?" olur. inanıyorum küçük bey. hatta edebiyatı seçmişim ben bilmem farkında mısın? inanmak başka yapmak başka di mi?
"e yazınca anlamını yitiriyorsa her şey, salak mı bu adamlar kadınlar çatır çatır yazıyorlar?" aksine, çatır çatır yazıyorlar işte. demek ki suçluluk duymuyorlar, zihinlerinin girift durumuna hakaret ettiklerini düşünmüyorlar, ne güzel. yazınca arınabiliyorlardır bile belki.
benim derdim o yazanlar/yazabilenler/yazmayı seçenler taburuyla değil ki. kendimle.
yazılmış bir şey asla ve asla kusursuz olamaz diye düşünüyorum ben. yazmak yazıyı yakalamak çünkü, halbuki kusursuz olması için akması gerekir. akarsa da zaten yazı olmaz onun adı düşünce olur. düşünce bile aklın ikinci şansıyken yazıdan söz etmeyelim bile hiç.
"haaaaaaaa,yazıyorsun bak işte, ona ne diyeceksin?"
hah işte onu diyorum ben de. neden?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
yanlış bunlar efendim bencee...siz bir şeyi göz ardı ediyorsunuzz.o yazanlarda zamanında böğle düşünmüşlerdir emin olum. ama onların bu gün anılmasının sebebi bizleriz yani siz kendiniz değil de bırakın biz beğenelim sizin yazdıklarınızı sevgili yazarım...yayınlayım bir tanesini bu bilogta bakalım neler olacak değil mi???
Yorum Gönder