çocuksun daha heidi, biliyorsun di mi? kırk fırın değil kırk bin fırın ekmek yemen lazım daha büyümek için. anlamadığın ne kadar çok şey var hayatta. sen farkında olmadan doksan dokuz koldan akıyor hayat. herkesin kendine göre bir gerçekliği var ve herkesinki en çok kendini yakıyor. kendi küçük pencerenin elverdiği kadar görüyorsun dünyayı; a dünya buymuş, bu kadarmış diyip yaşıyorsun; sonra bi açılıyor öbür pencere, feleğini şaşırıyorsun. bakakalıyorsun öylece giden geminin ardından, serde çocukluk var, ağlıyorsun.
ve fekat başkasının zamanı senin zamanına toslamadan akıp geçmiş oluyor, yetişemiyorsun. düzelteyim diyorsun, koşayım arkasından, durur da bir el verirse ne ala, yoksa ömrün boyunca taşıyorsun cebinde yanlış ata oynamanın faturasını.
koş yakala, sarıl sımsıkı, belki öyle munis, öyle yumuşak elli bir adamdır ki o kadın görür seni de hâlâ çocuk olduğunu unutursun azıcık.
hamsın daha, piş de yanma inşallah.
30 Temmuz 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
sabah sabah okutulacak yazı mı şimdi bu kuzum..kalbine hayranım..
yanmazsın da çifte kavrulmuş iyidir be heidi..
android: "kalbine hayranım", ne güzelmiş o. iyi ki yazmış heidi bu yazıyı o zaman. çifte kavrularak büyümeler o zaman.
Ne mutlu seni çiğden tanıyıp sevenlere..
muhlis bey: halis muhlis ve hem de munis bir bey. :) senle ben olmasak kelime oyunlarına kim eziyet edecekti, değül mü?
Yorum Gönder