22 Temmuz 2009

ikiyüzlülük psikolocik bir vakadır

ikiyüzlü insanlardan nefret ediyorum bilog. hele yılan kadınlardan tiksiniyorum. yüzüne gülen, sırtını pış pışlayan bir kadının aslında arkandan konuşup "a o mu, ay çok kötü bir insan o" demesini kaldıramıyorum. aklım ermiyor ki, erse kaldıracağım. bu insanlarda organizma, metabolizma filan nasıl çalışıyor acaba? nasıl bir kafa karışıklığı bu?
sayın dişi, benim sana verebileceğim şey belli: arkadaşlık. başka bir şey vaat ettim mi? hayır. sürpriz paket değilim, içeriğim belli, görerek alıyorsun. o zaman arkadaşımsan çok lütfen tutarlı bir ilişki kuracaksın di mi? benden içten içe tiksiniyorsan neden dibimdesin? neden yüzüme ay canım, şekerim yapıyorsun? e arkadaşımsan ve beni seviyorsan niye arkamdan millete kötü diyorsun? neyime kötü diyorsun, ha canım kardeşim?
zengin de değilim ki ben yanımda dolaşıp maddi çıkar sağlamaya çalışıyor diyeyim.
salak mısın yahu, bi pencereyi aç, temiz hava al, aklın başına gelsin. o kadar sene hiç mi durup düşünmüyorsun ülen ne yapıyorum ben diye. bu kızın burada yüzünü yalıyorum, sonra gidip oradaki çocuğa bunu kötülüyorum. mantıklı iş mi bu diye soracak bir mekanizma çalışmıyor mu sende şeker? o zaman sen önüne gelen herkesin peşine takılıyorsun; canın sıkılınca, muayyen günlerinde, yakışıklı sevgilin seni terk ettiğinde, lan bu hatice'nin saçı niye bu kadar güzel, ayşecan neden bu kadar zayıf diye takıp ezik halinle kendince acınası intikamlar alıyorsun. hayattan beklentin, alacağın bu senin herhalde. tabii, bir "kadın" olarak başka türlü hayat nasıl geçer yoksa. kıçım genişlemesin, kıllarım çok uzamasın, spor yaptığımı tanıştıktan sonraki 5 saniye içinde lafın arasına sıkıştırmalıyım çünkü vücudumun gelişmesi beynimin gelişmesinden daha önemli evet, parti mi yapıyoruuuuuuuz, hemen geliyorum, şuradaki marka ayakkabıyı giyemeyen ezikler için hep birlikte tezahürat yapalım, benim babamın çok parası yok ama son kuruşla da olsa alırım o marka ayakkabıları da ezikliğimi hiç çaktırmam, vızır vızır vızır...
böyle bir insansın o zaman sen, yazık.

cinsimi sevmiyorum galiba ben anacım. feministlerden zaten nefret ediyorum ama misojeninin de haklı tarafları var demek ki baksana. insan böyle örnekler görünce düşünmeden edemiyor. demek bu yüzden ben aynı cinsi paylaştığım insanlarla olan arkadaşlık ilişkilerimi bu kadar sınırlı tutuyormuşum senelerdir. bir bildiğim varmış demek ki.

ders çıkar heidi, ders çıkar. şapkasını, paltosunu, şemsiyesini ver, gitsin. boşver. erken kalkan yol alır nasılsa. kendisi gibi insancıkların yaşadığı diyarlarda ona başarılar diliyoruz, gözlerinden öpüyoruz.

günde bir kere "fuck you bitch" deme hakkım olsaydı onu şimdi kullanırdım.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

okuyorum okuyorum okuyorum ama bu yazıda nedense anlatımınıza ne kadar hayran oldğumu belirtesim tuttu...
öyle..çok güzel yazıyorsunuz...ama neden...insan imreniyor...keşke diyor...ardından nasip belki bigün biz de yazarız böyle diyo..
öyle işte=)!
sevgimle...

Adsız dedi ki...

adsız: "kuvvetle muhtemel, güzellik görünende değil bakmasını bilende" demişti biri bi zamanlar. katılıyorum ben de kendisine.