24 Ekim 2007

kilit / anahtar?

bir adama "gel" demek....... ama öyle "gel, benim ol" demek değil. kolundan tutup çekmek, "gel, beni tanımanı istiyorum. beni hiç tanı(ya)madın" demek. biliyorum aptalca.
"sen burada kilitsin, beni tanımana izin ver(e)medim ve arkama baktığımda hâlâ orada duruyorsun" demek. tam da bu cümlelerle.
bir anlık şaşkınlık.
"yoğunsundur, ama bir boşlukta konuşabilir miyiz?" demek. sabahtan akşama kadar sokaklarda gezip, istiklâl'de bir çay içip, akşama doğru bir film izlemek. "filmi sen seç mutlaka" demek. bütün konuşmak bütün gün boyunca. anlamak, anlatmak, anlaşmak?
sonra ortaköy'e geçip bir bankta sabahlamak. belki omzunda uyuyakalmak. şefkat?
yeniden başlamak, yeniden yazmak.
güneşin ilk ışıklarının yüzünün kıvrımlarında yaptığı oyunları seyretmek. şaşırmak.
ve ilk ışıkla vedalaşmak. "eeeeee, sonra?" dememek.

___________________________________

zeyrek'te bugün yaşlı bir adam, yaşlı bir adama şemsiye satıyordu. halbuki yağmur yağmıyordu. bir ambülans caddeyi yararak ilerliyordu. saat tam da ikiyi çeyrek geçiyordu.
ben "şiir gibi olmasın" dedikçe o inatla şiir gibi oluyordu.

bu post okunmak için yazılmadı.

20 Ekim 2007

kültürel çorba üzeri sanatsal salata!

ben çok kültürel oldum bu hafta.
perşembe akşamı tiyatroya gittim. hangi oyun olduğunu söylememe gerek yok herhalde. (zira bir önceki postun önceki postunda yazmaktadır).
sonraaaaaa bugün tam üç saat boyunca ayaklarıma kara sular inene kadar müze ziyareti. (derseniz ki hangisi, cevabım arkeoloji müzesi).:-)
sonra yarın akşama film ekimi'ne biletim var. "nefes" by çok değerli kim ki-duk.
ha, bir de klâsik müzik konseri ıskaladım çarşamba akşamı için. belirtmeden geçemeyeceğim.
hülâsa, bu haftanın kayıtlara geçmesini istiyorum. çünkü bir daha ya gelir ya gelmez. falan filan falan.

nietzsche/bıyık/nietzsche=?

bıyık çekmek demişken, bu aralar tuhaf bir istek duyuyorum. nietzsche'nin bıyıklarını sağlı sollu çekiştirip, "ay ne şeker şeysin sen" deme isteği. iz it normıl? hiişşşşşt, nietzsche duymasın!:-)

19 Ekim 2007

sahi nasılsınız ruhi bey?

varoluşçu musunuz? hııııııı, anladım. yokoluşçusunuz. o yüzden yoksunuz değil mi? ebe misiniz, sobe misiniz? neden gözleriniz bağlı kuzum? görmek istemediğiniz şeyler mi var yoksa? ya hatırlamak istemedikleriniz?

limonlukta uyuyakaldığınız gün? annenizi anlatsanıza.hani şu üvey olan?affedersiniz.
hayrunnisa desem?
konağı siz mi yaktınız?
neden yaptınız?
iyi misiniz?
bir maniniz yoksa bize gelir misiniz?
çay yaparım size, kurabiye de var. sahi gelir misiniz? sarı bıyıklarınızla, beyaz ceketiniz omzunuzda gelir misiniz bir akşamüstü? edip'i de getirir misiniz? ah, doğru siz onu bilmezsiniz. ama emin olun, tanısanız çok seversiniz.
hayalet misiniz? peki,anlıyorum......














bir boşlukta gidip izleyiniz, efendim. bu arada "katharsis" mi dediniz ruhi beyciğim? bravo, gözlerinizden öper, bıyıklarınızdan çekeriz.

uğur polat'a teşekkürler.