1 Şubat 2009

analitiks mi beybi, luv mi beybi!

gugıl analitiks diye bi şey var ve biloga gelenlerin nerden, hangi zamanda ve ne şekilde geldiğini bana yumurtluyor biliyor musunuz sevgili okurlar. hani saklambaç oynuyormuşuz da ben sizi sobeliyormuşum gibi düşünün. meselâ erzurum geliyor biloga konuyor ben de sobe! diyorum. sonra meselâ ankara bu aralar sık geliyor, hiç de ses çıkarmıyor, bunun da farkındayım.
ama bu hizmetin en hoş yanı 'anahtar kelimeden sobelemece' işi. şimdi meselâ gugıl cengavere 'kabotaj bayramı' yazıp gugılladığınızda siz, ben eğer 'kabotaj' ve 'bayram' demişsem blog dâhilinde (ki şimdi bile iki defa dedim) gugıl hoooooop sizi buraya sürüklüyor. bi de bununla da yetinmiyor bunun kaydını tutuyor edepsiz. "yakaladım heidi apla, al!" diyor, tutup getiriyor.
geçenlerde baktım, böyle böyle bir sürü soru ve dert birikmiş. ben de dert köşecisi heidi apla olaraktan elimden geldiğince yanıtlamaya çalışacağım bu soruları. maksat tamamen müşteri memnuniyeti, sorumluluk bilinci falan.

"vişne blog heidi": bu kelime öbeğinin 143 kez aranmış olmasına inanmak zor. tamam adres doğru, burası heidi'nin biloğu, ama vişne sevdiğimi nerden bildiniz kuzum? yoksa yoksa ruh eşim misiniz?
"kim ki duk nefes blogspot": işte bilinçli okuyucu diye ben buna derim. öyle gereksiz şeyleri okuyacak zamanı filan yok onun, hedefe odaklanmış, nokta atışı yapıyor. bravo.
"uzun uzun konuşuruz bir gün son istanbul beyi": bu da meselâ müzikşinas blogger, sözlerini öğreneyim de ezbere söyleyeyim şu şarkıyı demiş, ama gelmiş benim postmodern başlığıma konmuş. yazık işte. konuşursunuz efendim, konuşursunuz. gerçi kalmadı öyle istanbul beyi ama...
"harun tekin ne düşünüyor": bilmem ki anacım ne düşünüyor, elalemin adamı yani sonuçta. belki yeni albümü düşünüyordur, belki sevgilisini düşünüyordur, ha bak belki de felsefik düşünüyordur, nerden bileceksin.
"mazoşist kadınlar": hmmmmm, senden biraz kıllanmadım değil bak, psiko-sosyolojik bir inceleme mi, yoksa psiko-seksüel bir durum olaraktan mı dedin sen onu?
"bu kadar hızla saatte şu kadar yılda zamanla gelirse karşı karşıya hızla ya da defalarca şiiri": bu büyük çabalarla türlü şekillerde aranmış da yanlış aranmış hep kuzum. bu benim murathan mungan'ın kırk oda isimli kitabının bir bölümünden çıkarıp bir posta konu ettiğim bi şeydi, buna niye bu kadar takıldınız? halbuki yazmıştım ben onun altına da nerden olduğunu ama dize dize görünce öyle tabii, şiir sanıp, anladım anladım...
"caramio çikolatasında ne var": bilmem, ne var? kakao var, karamel var olmağ mı?
"casper'ı kızdır": dokunmayın hayaletime, yakarım.
"coach potato nedir
coach potato'nun anlamı
coach potato'nun hayatı
coach potato türkçe
coach potato hakkında bilgi
coach potato türkçe anlamı
couch potato ne demek ": şeklinde aranmışsın potatocum, ünlü oldun yani. yemin ediyorum bu kadar heidi yazmamışlar. artık hayranların dayanırsa kapıya, korkarım seni ifşa etmek zorunda kalacağım. ahahahaha.
"emy winehouse i told you i was trouble türkçe sözleri": bunu yazanı yüzde 99.9 buçuk biliyorum desem?
"gazeteyi internet üzerinden okumak gibi saçma bir huy çıkardın, doğru dürüst büfeye git.": ülen bu benim cümlem, hangi aklıevvel kopipeystledi bunu?
"haidi ile cik cik izle": sen bi çocuksun di mi, hadi itiraf et.
"heidi ceketli adamı arıyorum": kimmiş o yahu, bulursan bi ses ver, tanımak isterim kendisini.
"heidi de geçen bilmediğim kelimeler ve anlamları": hangileri onlar anacım, bana bi mail atıver sana zahmet, yardımcı oluruz icabında.
"heidi gerçekten varmış": sen var ya kristofır, çözmüşsün olayı olum, sana öyle bi kanım ısındı ki gel alnından öpeyim, adın da bamsı beyrek olsun bundan sonra. bu bilog seni özlemesin.
"heidi yas benimle evlenirmisin": hayır, yaşım kemale ermedi henüz.
"heidi yi izlemek istiyorum bütün bölümü bi arada": bak en çok sana güldüm desem, amma müşkülpesent çıktın sen be! senin bi de şu versiyonların var, belki merhaba demek istersin onlara: "heidi hikayesi masal şeklinde ve çok kısa", "heidi hikayesi baştan sona kadar".
"kyoto sözleşmesi baskın oran": severim politik dertleri olan insanları, sen de ezber bozmuşsun bak.
"negro bisküvi reklamına ceza yok mu": yav bence de, bi ilgilensin artık rtük, bi işe yarasın.
"ozmo derste gülme teneffüste gül": ışık ılık süt iç! lıkır lıkır iç!
"sakalli ipten tanta nasil yapilir": höynk diyebiliyorum ancak. codec bileşenleri eksik bende herhalde.
"heidi cem dinlenmiş" ve "yiğit özgür incir karikatür": karikatür-sever ve meraklı şahsiyet, fiyakalı bi selâm sana.
"şarkı dinle u la la la lala u lala": ama olmamış ki sen kendin söylemişsin, sonra tekrar dene dinlemeyi.
"aman aman gülpembe bu ne güzellik sende": cık cık, ne bu güzellik sende olacak o. e yazdım ben onu, janet-jak esim/gülpembe.
"kahveli tribute tatlısı": allah allah, var mı sende tarifi?
"nümayiş": aferin, hep böyle protest olun gözüm.
"rakel dink", "maral dink", "hrant dink" ve "sari gyalin": bu aramalara da birincilik teli veriyorum yüksek müsadelerinizle. merak edip aramaya başladıysak bile bir şeyler değişiyor demektir.
"ilköğretim sosyal bilgiler kitabı": e okuyup sosyalleşmek lazım. tabii tabii.
"ben konuşuruz": ben-sen-o-biz-siz-onlar. bak, bu kadar kolay.
"dominant(baskın) nedir?": pardon da daha nasıl bir bilgi beklenmekte?
"heidi çizgi filminin çocuklara faydaları": saymakla bitmez. karda yuvarlanmayı öğretir, keçi çobanlığını öğretir, peyniri eriterek temel kimya bilgisi aşılar, bittabi üst düzeyde doğa ve hayvan sevgisi aşılar. vs. vs.
"yağmur yağıyordu, yağmur pis pis yağıyordu metninin devamı": o diil de yağmur çiseliyor, serez'in esnaf çarşısı... diye giden güzel bi şey var, sen ona bak istersen.
"şapkalı içerikli şarkı ve türküler": oh oh, komiklikler şakalar.
"heidi üşümüş": evet ya, kansız mı ne ki?
"insanlarda çift ruhluluk": ah bilmez miyim hemşire, ne beter bi şeydir o. mevlam esirgesin.
"niçe bıyıkları": ikinci bi emre kadar bu bilog hudutlarında bıyık demek yasaktır, değil nietzsche, kralı gelse tanımam, yassah kardeşim.
"şişe ve boncukla ilgili kolaj çalışması": sanatkâr ruhları oldum olası sevdim zaten. bize siz lazımsınız.

şimdilik bu kadar.

Hiç yorum yok: