2 Nisan 2009

deli cevat'tan aylak adam'a

-iyi akşamlar sayın kendim.
şeklinde şizofren bir diyalog başlatmak istiyorum.

*merhaba!
#kimsiniz?

*ben c.
#hangi c.?

*ya hani konuşmuşuk ya...
#ya?

*evet evet
#hayır hayır. ne işle meşgulsünüz?

*flaneur'üm.
#başka?

*burjuva toplumu...bik bik...fransız sineması...bik bik...world music...bik bik... BİK!
#ah, iyi misiniz? neyiniz var?

*hatırlamadınız mı beni?
#hatırlamıştım ama unuttum, hatırlatmasanız?

*yaşamadık mı? yaşadıysak var mıdır yok mudur?
#yoksan artık yoktur! 98484958486 saniye geçti.

*gideyim mi ben?
#tabii ki. manzaraya dalacak halimiz yok herhalde.

*ama ben seni hiç tanımıyorum ki.
#evet di mi, hayat ne tuhaf, vapurlar filan?

*****************************************
en nihayetinde
* ceketinin yakasını kaldırdı, kalabalığa karıştı.
# sustu. konuşmak lüzumsuzdu. bundan sonra kimseye ondan bahsetmeyecekti. biliyordu anlamazlardı.

10 yorum:

Adsız dedi ki...

evet, kendi yazıma benim bir yorumum olacak şimdi.
sevgili "poema insurrectum",
aniden parlayan, sonra derhal sönen ilgine müteşekkirim.tepeden tiranlık yapmak ismemem ama bu alana emek veriyorum ve düzenini sağlamaya çalışıyorum.yorum yapmak isteyen herkese açık bir bilog burası. sadece yorum denetimini açık tutuyorum ki hoş olmayan sürprizlerle karşılaşmayalım.sen gelmişsin, yorum yapmışsın ama bir saat sonra küsmüşsün silmişsin yani kendi kendine oynamışsın, kendi kendine oyunu bozmuşsun. halbuki ben bi diyalog olsun istiyorum. misal 6 tane yorumun arasından bize ait olan üç tanesini 15 dakika içinde silersek geriye kalan üç yorumun sahibini nasıl bir durumda bıraktığımızı da düşünmemiz lazım. hele o yorumların sahibini tanımıyorsak.
işte demem o ki, ben karşılıklı alışverişleri severim, verip alamazsam fena küserim, alıp veremiyorsam da aynı şekilde.
tepeden tiran değil totodan tiran olduğum için duygu patlamalarına ve gelgitlere de göz yumabilirim. yeter ki samimi ve anlayışlı olsun.
yani "kimsin kardeşim?" diye sorunca "ben poema insurrectum" desen yeterliydi benim için.
neyse,benim derdim budur.

aradığın yer burasıysa hoş geldin, yok değilse umarım aradığını tez zamanda bulursun.
sevgiler,
heidi.

Poema Insurrectum dedi ki...

Buna cevap vermeden gitmem merak etme!
Şimdi baştan almak gerekirse:
Ulan! Madem böyle cevabını biliyorsun neden böyle insanın tüylerini diken diken eden bir soru soruyorsun? Bu bir.
Güzel bir bilog olmuş, takipteyim, bu iki.
Her diyalog sevilecek diye bir ön anlaşma yapmadım girişte, belki kendi yazdığımı sevmedim yani ne var ki bunda? Bu da üç.

Ve de bir, iki, üç toplamında görülüyor ki A kişisi olarak bendeniz, B kişi olarak al yanaklı bilog sahibine hububat fiyatlarını sormuyorum, dikkat ediniz, buldum dedim; öyleyse tanışalım dediniz. Tanışmak elzem değil ki! Azıcık empati olsa, bi' incelesen yazdıklarımı; böyle uzun uzadıya alınganlıklara girmeyeceğim...

Ayrıca tiransın, tiranım, tiranlar...

Adsız dedi ki...

bak şimdi her şey daha samimi. gerisi içinse kocaman bir peh!

-ayrıca çay var, içer misin?

Poema Insurrectum dedi ki...

içmez miyim?

Osicorp07 dedi ki...

Peki,poema insurrectum benimle pink floyd dinleyip irish coffee içermisin..sanal olsa bile?

Adsız dedi ki...

osicorp07: yanlış geldiniz siz herhalde. poema insurrectum burada oturmuyor. burası heidi'nin evi.

Osicorp07 dedi ki...

o zaman heidi ile karşılıklı white russian içmek isterim konseptimiz kahve olmalı pek tabi

Adsız dedi ki...

osicorp07: içeriz elbet, bi kahvenin lafı olmaz da ben sizi bi yerden tanıyor muyum acaba diye düşüncelere gark oluyorum. boğaziçi?

Osicorp07 dedi ki...

boğaziçi ama tanışmıyoruz galiba çünkü bu kadar rastgele blog gezinirken buldum ki sizi tanıştığım biri çıkarsanız balkondan sarkan çocuklara benzerim
belki de çok yakınız alt katta oturan babası eczacı olan siz?

Adsız dedi ki...

osicorp07: yo dostum yo, o ben değilim. alt katta değilim, babam da eczacı değil.
allah allah tuhaf. neyse hoş geldiniz heidi'nin biloğuna.