21 Ekim 2008

hanımeller asorti pasta bisküvi

yirmilik dişleri sevmiyorum. zaten kaliteli şeyler olsalardı çıkmak için 20 sene beklemezlerdi. hem 20 sene benim yanımda olmamış, kaypaklık yapmış dişi ne yapayım ben kırk yaşımda. hiç işte.
ama en fenası da anlaşmışlar (mış mış) gibi sağlı sollu aynı anda saldırmaları. dilimde yaralara sebebiyet vermeleri. konuşmamı engellemeleri. olsun çok dert değil orası, şu aralar içime kaçtım ya ben zaten, içime çeki ve/veya düzen veriyorum. bu sebepten konuşmasam da olur. ama beslenmek doğal, zorunlu, engellenemez, yadsınamaz, karşı gelinmez bir ihtiyaç. hele beslenmek cips ve kekten ibaretse.


hafta sonu eve gidilecekse, anneye tapten yemek listesi verilmişse, taa mersinlerden uslu, puslu, süslü bi hatun kalkıp misafir gelecekse, en sevdiğim koku geri gelmişse, kardeş mutlu edilebilmişse hayat güzeldir.

geçtiğimiz yaz ortası günlerden bir gün çatkapı bizim bahçeye giren üç minik kediden biri bugün sebepsiz yere ölebilmişse hayat çirkindir.

"hayat aslında o kadar da zor değil" diyenler yalan söylerler; hayat zordur. oldukça.

Hiç yorum yok: