4 Kasım 2008

i can, you? (with the help of nuri bilge ceylan)

"I can, you can, what can you do?" cümle kalıpçığı ozmo ile ingilizce serisinden bana kalan yegâne cümledir.
o zaman çocuktuk tabii, yıllardan milenyumdu, aa a ne sistematik, ne hoş cümle diyorduk. büyüdük serpildik gördük ki, öyle ecnebice i can, you can deyince olmuyormuş, yapılamıyormuş bazı şeyler. ya da yapılan yarım kalabiliyormuş. ya da başka başka sorunlar açılıyormuş önümüzde: i can, you can't. i can, you can understand if you want. i can, you'll ever never understand in your whole life, gibi gibi.



i can see, i can feel, you can hesitate, you can only fear. aha ahah ha.

sen görmeyen maymun ol o zaman, ben de duymayan maymun.
ikimiz de konuşmuyoruz nasıl olsa.

to the memory of an august beetle. just a random choice.

Hiç yorum yok: