12 Ağustos 2008

alelade bi öğleden sonra

samimiyetsizlikten sı-kıl-dım! cidden çok sıkıldım.
herhangi birini kıvrak bi kafa hareketiyle asansöre gömesim var ama yapmıyorum, ve evet yapmıyorsam bir sebebi var.
şuradan biri çıkıp da ah, öyle mi hissediyorsun balım? vah vah şekerim! falan der diye de ödüm kopuyor.
ay çok yedim vallaha bugün, ay neden böyle oldu billllmiyoruuuum, akşam spora gidiyoroom, hafta sonu kocamın yatıyla turluyorum, yunan adaları'ndan geliyorum, aşığım oralara biliyoo musuuuuun? diye göz süzerken maskaralı kirpiklerinin birbirine yapıştığını bile farketmeyen orta yaş krizinden mustarip hatun kişilerden çok sıkıldım.
sağında ya da solunda tesadüfen/mecburî bulunan kadınlara ayy, seni sevimsiz böcek mahiyetinde bakanlara söz bile sarfetmiyorum, görüyorsunuz.
çünkü biliyorum ki hayattan alacağı var bu kadınların; yayları her daim gerilmiş vaziyette olduğu için kapasitelerini aşan yüklemeleri, ilk fırsatta en yakındaki müsait negatif iyona aktarıyorlar.
hayır şekerim, ne var yani, ne gerek var çalışmasına kocasının durumu iyiyse, kendine zaman ayırabiliiir duruşu. bende tuhaf bir kıpırdanma hissi. evet kişisel gelişim, sosyal sorumluluk falan fülün herhalde.
ama yok diyorum iki dakika sonra, çok safsın heidi diyorum. hemen öğreniyorum ki kadının kişisel gelişim seansları, amerika'da yaşadığı lüks sitenin havuzunda güneşlenerek geçirdiği öğleden sonraları ve kocasının en sadık aksesuvarı olarak teşrif ettiği davetler, havuz başı kokteyleri, bırançları.
bu hayata öykünen, derin bir iç çeken diğer kadınlar. ay zengin kocam gelse, çekse çıkarsa beni bu hayattan nîdaları.
ve bittabî bu yazıma fon müziği olarak katkılarını sunan ay disgassting bu! isyanı. sıpeşıl tenks to it ve işte bunu seviyorummmm.
evet ofisten bildiriyorum ben, çok mu belli oluyor?
ve teşekkürler sana rahmi amca (koç). nasıl fahriye abla en sevdiğimiz komşumsa sen de mahallenin her daim sinekkaydı tıraşlı ve aftırşeyvli, zengin emeklisi tonton amcasısın.
heidi bugün iş dünyasını derinden tecrübe etti, yehüüüüüü.

Hiç yorum yok: