26 Ağustos 2008

a tribute to cemal süreya

sıcak bi görüntü hatırlıyorum senden. yani sıcak değil aslında, mevsim sonbahar... en çok da ekim ayı. akşam serinliği, hava yeni kararmış. caddeyi çıkıyorsun. ellerin ceplerinde, besbelli üşüyorsun. üçüncü ya da dördüncü kez görüyorum seni.
yüzünde kaynağını çözemediğim ince, parlak bir duman. birdenbire gelip konuyor ama. her şey birdenbire oluyor. sen gülümsüyorsun, ben huzursuz kıpırdanıyorum. repliğimi unutup yutkunuyorum. hâliyle yürüyoruz, teğet geçiyoruz birbirimize.
orada bırakıyorum, bir daha görmüyorum seni.
bıraktığım yerde, bıraktığım gibi bulmayı dileyerek. günün birinde.

şimdi

keşke bırakmasaydım seni,
ya da bıraktığım gibi kalsaydın orada öylece.

alçakgönüllü bir kış akşamı, bir bere, bir çift el
yüzünde bolca gölge, boynunda anlam veremediğim bir koku-suzluk
keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

"keşke bırakmasaydım seni ya da bıraktığım gibi kalsaydın orada öylece."

güzel bir söz,belkide hayatımızda hiç kullanmak istemediğimiz ama kullanarakta hayatımıza acı ve tatlı şekiller verdiğimiz ve belki onsuzda yapamadığımız bir kelime "keşke"....

Adsız dedi ki...

i: "keşke" kulağa hoş geliyor. hem "iyi ki"ye dönüşebiliyor hemencecik. : )